Alzheimer Hastalığı; beynin, öncelikle hafıza olmak üzere, tüm bilişsel fonksiyonlarında ilerleyici kayba neden olan ve mikroskopik olarak beyinde anormal protein depolanmasıyla karakterize bir hastalığıdır. Halk arasında “bunama” olarak bilinen “demans”; “hafıza, lisan, aritmetik, karar verme yetisi, dikkat ve diğer bilişsel fonksiyonlarda ilerleyici kayıp” demektir. Her Alzheimer hastası demanslıdır ama, her demans hastası Alzheimer hastası değildir. Çünkü, demansa neden olan onlarca başka hastalık vardır. Alzheimer Hastalığı ise, en sık görülen demans tipidir. Bu nedenle sıklıkla ve kimi zaman yanlışlıkla, Alzheimer hastalığı ile demans terimleri birbiri yerine kullanılmaktadır.
Ülkemizde tahmini Alzheimer hastası sayısının 250 bin dolayında olduğu öngörülmektedir ve yaşlı popülasyonun artmasıyla bu sayının da artması beklenmektedir. İlerleyen yaşla birlikte, Alzheimer Hastalığı’nın görülme sıklığı artar ancak, Alzheimer Hastalığı’nın, normal yaşlanmanın kaçınılmaz sonucu olmadığı bilinmelidir. Normal yaşlanma sürecinde beyinde yapısal bir takım değişiklikler olur ama, bilişsel/zihinsel yetilerde belirgin bir kayıp söz konusu değildir. Alzheimer Hastalığı’nda ise, belirgin şekilde “yeni bilgileri öğrenme güçlüğü”vardır. Alzheimer Hastalığı bir ruh hastalığı değildir ama, hastalığın seyri süresince psikiyatrik bulgular eklenir bu nedenle bir psikiyatri hastası ile benzerlikleri olabilir.
Alzheimer Hastalığı’nda şu bozukluklar görülür;
Alzheimer Hastalığı süreci, belirli evrelerden geçer:
Mesane ve bağırsak kontrolünde bozulma, konuşma ya da basit emirlere uymada bozukluk, hayal görme, emosyonel bozukluk, farkındalık halinin kaybı ve sürekli dolanıp durmalar vardır.
Alzheimer Hastalığı öldürücü değildir, ama eklenen durumlar nedeniyle yaşam süresi etkilenebilir.
Alzheimer Hastalığı’na Nasıl Tanı Konulur?
Alzheimer Hastalığı tanısını tek başına koyduracak bir test yoktur. Demansın varlığı kanıtlandıktan sonra, demansa neden olabilecek diğer tüm durumların olmadığının gösterilmesi gerekir. Bu nedenle; Alzheimer Hastalığı tanısı için nörolojik muayene, kan testleri, zihinsel testler, beyin görüntülemesi yapılmalıdır. Bazı durumlarda ise; EEG, SPECT, lomber ponksiyon ve psikiyatri konsültasyonu gerekebilir.
Alzheimer Hastalığı bulaşıcı değildir ama, bazı durumlarda bulaşıcı hastalıkların da araştırılması gerekir
Alzheimer Hastalığı’nın kesin nedeni henüz bilinmemektedir. Ancak riski artıran bazı durumlar vardır;
60 yaş üzerinde risk artar.80-90 yaşından sonra risk sabit kalır
Kadınlarda daha sık görülür, hastalık süresi daha uzundur
Eğitim düzeyi arttıkça hastalığın ortaya çıkışı gecikir
Bazı genetik özellikler, Alzheimer Hastalığı’nın ortaya çıkışını kolaylaştırır
Diğer risk faktörleri: Kafa travması, tiroid hastalıkları, depresyon, sigara ve alkol kullanımı, Kalp hastalığı, vitamin B12 eksikliği, ilaç ve madde bağımlılığı, viral enfeksiyonlar, toksinler ve otoimmün hastalıklardır. Alzheimer Hastalığı’nın kesin tedavisi henüz mümkün değildir. Ancak süreci yavaşlatmak ve bazı semptomların şiddetini azaltmak mümkündür. Bu nedenle erken ve doğru tanı çok önemlidir.
Alzheimer Hastalığı’nın tedavisinde şu ilaçlar kullanılır;
1-Kolinesteraz İnhibitörleri
2-NMDA reseptör agonisti
3-Gingko biloba, Piracetam, Bazı vitaminler
4-Antidepresanlar, Antipsikotikler.
Alzheimer Hastalığı yalnız hastayı değil, yakın çevreyi de etkilemektedir.
Bir Alzheimer hastası, ortalama 8 yıl bakım gerektirmektedir. Hasta ve yakınlarının çoğu evde bakımı tercih etmektedirler. Bu bakımı verebilmek için hasta yakınlarının çoğu, çalışma saatlerini azaltıyor ya da bakım vermek için işinden ayrılmaktadırlar. Ayrıca bakım verenlerin yarısında tedavi gerektiren depresyon görülebilir ve depresyon, hastanın bakımevine verilmesiyle de azalmaz, ancak hastanın kaybından 3 ay ile 1 yıl sonra azalmaya başladığı bildirilmiştir.
Sonuç olarak aşağıdaki konuları hatırlamakta yarar bulunmaktadır:
Yazar : Doç. Dr. Ufuk ERGÜN
Kaynaklar :