Sigara her yaş grubundaki bireyin sağlığını tehlikeye atmaktadır. Yaşlı bireylerin sigara içmesinin yarattığı risklerin yanı sıra sigara dumanından pasif olarak etkilenim de bu dönemde üzerinde durulan konular arasındadır. Yaşlılık döneminde sigara bağımlılığı geçmiş yıllara göre daha fazla dikkat çeken bir konu olmuştur.
Yaşlılık döneminde sigara içme sıklığına dair farklı veriler bulunmaktadır. Türkiye’de Van ili kent merkezinde yapılan bir çalışmada yaşlılık döneminde sigara içme sıklığı %25.5 olarak saptanmıştır (kadınlar arasında %13.4; erkekler arasında %38.6). Amerika Birleşik Devletleri (ABD)’nde yapılmış bir çalışmaya göre de 65 yaş ve üzeri kadınların %8.3’ü; erkeklerin ise %8.9’u sigara içmektedir. Bu sıklık diğer yaş gruplarına göre düşüktür. Ancak aynı çalışmaya göre hayatlarının bir döneminde sigara içmiş olan 65 yaş ve üzeri kadın ve erkeklerin sigarayı bırakma yüzdeleri (%82.2) diğer yaş gruplarına göre daha fazladır.
Sigara mücadelesinde üç temel yaklaşım bulunmaktadır:
1. Sigaraya hiç başlamamak
2. Sigara içenlerin bırakması
3. Sigara dumanından pasif olarak etkilenimin engellenmesi
Bu adımların en önemlisi bireylerin sigara içmeye hiç başlamamalarının sağlanmasıdır. Her yaş grubu için AYNI hedefler uygulanmalıdır.
Yaşlılık döneminde bireylerin sağlık algısındaki değişiklik sigara mücadelesini zorlaştırabilir. Örneğin; yaşlılık döneminde bireyler geçmişten gelen davranışlarını değiştirmekte gençlik dönemine göre daha dirençli olabilirler. Sigara içme davranışı bu nedenle daha zor terk edilebilir.
Yaşlılık döneminde efsane özelliğinde bir algı vardır: “sigarayı bu yaşta bırakmanın bir yararı olmaz”. Yukarıda yazılan bilgileri bu algının gerçek olmadığını; sigarayı bırakmanın her yaş için yararlı olduğunu ortaya koymaktadır.
Yaşlılık dönemi pek çok sağlık sorununun birlikte görülme olasılığı olan bir dönemdir. Hipertansiyon, kalp ve damar hastalıkları, kanser gibi süregen (kronik) hastalıklar bu dönemde daha sık ve birlikte görülebilirler. Bu hastalıkların her birisi üzerinde sigaranın olumsuz etkisi varken bu hastalıkların birlikte görüldüğü durumlarda risklerin fazlalaştığını vurgulamak yerinde olur. Tersi durum, yani sigaranın bırakılması hem her bir organ üzerindeki zararlı etkinin doğrudan azalmasına, hem de fiziksel kapasitenin artmasına bağlı olarak özellikle kalp ve damar sağlığını tehdit eden durumların gerilemesine neden olur.
Sigara mücadelesi ile ilgili programlar öncelikle gençler ve erişkinler için uygulanmaktadır. Oysa yaşlılık dönemindeki programların daha genç yaşlarda uygulananlar kadar başarılı olduğuna dair araştırma sonuçları da bulunmaktadır. Ancak bu konudaki çalışma sonuçları yaşlılık döneminde herhangi bir kronik hastalığa yakalananların sigarayı bırakma davranışının bir hastalık tanısı almayanlara göre daha kolay olduğunu ortaya koymaktadır.
Bu bilgiler hekimleri ve sağlık hizmetlerinden yararlanmak isteyen bireyleri aşağıdaki şekilde yönlendirmelidir:
1. Hekimler için;
a. Başvuran yaşlı bireylere sigara içip içmediğinin sorulması
b. Sigara içen bireylere yönelik programların uygulanması sürecinin başlatılması
2. Başvuranlar için;
a. Sigara içenlerin bırakmak için talepte bulunmaları
b. Hekimin yönlendirmesine uyum sağlayabilmeleri
Sigara mücadelesinin en önemli gereklerinden birisi yasal düzenlemeler ve bu düzenlemelerin toplum tarafından desteklenmesidir. Türkiye’de 1996 yılından bu yana yasal düzenlemeler yürürlüktedir. “Tütün ve mamüllerinin zararlarının önlenmesine dair kanun” 1996 yılından bu yana ülke çapında toplu taşıma araçları dahil pek çok başarının kayda geçmesine alt yapı oluşturmuştur.
Dünya Sağlık Örgütü tarafından taraf devletlerin kabulüne sunulan Tütün Kontrolü Çerçeve Sözleşmesi küresel tütün mücadelesinde bir dönüm noktası olarak kabul edilmektedir. 2003 yılından bu yana Türkiye’nin de yakından izlediği ve bir parçası olduğu bu çabalar 3 Ocak 2008 tarihinde bir başka ulusal başarıyı beraberinde getirmiştir. Bu tarihte Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu tarafından 1996 yılından bu yana yürürlükte olan kanunda yer alan zayıf noktaların giderildiği; her türlü kapalı mekanda (kafeteryalar, restoranlar, barlar, kahvehaneler, eğlence yerleri, vb) sigara içme yasağının getirildiği yasa değişikliği kabul edilmiştir. Özellikle kahvehaneler yaşlıların boş zamanlarını geçirdikleri ve sigara dumanından pasif olarak maruz kaldıkları yerlerdir. Bu nedenle buralarda sigara içiminin yasaklanmış olması yaşlı sağlığının korunması açısından çok önemlidir.
Türkiye’de sigara mücadelesindeki bu yeni dönemin toplum tarafından desteklenmesi başarı için temel yaklaşımdır. Ancak bu şekilde SİGARASIZ TOPLUM hedefine daha kolay ulaşılabilir.
Yazar : Doç. Dr. Dilek ASLAN
Türk Geriatri Derneği Genel Sekreteri
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı AD Öğretim Üyesi
Yararlanılan temel kaynaklar: