Yaşlılarda hastalıkların mekanizması ve nedenleri değerlendirildikten sonra, bu duruma özgü tedavi yöntemini belirlemek gerekir. Çeşitli seçeneklerin içinden etkinliği ve güvenilirliği kaliteli, bilimsel araştırma ve yayınlarla kanıtlanmış olan ilaç seçilmeli ve yaşlı hastaya özgü bir dozaj şeması hazırlanmalıdır.
Bilindiği gibi yaşlılığın derecesi kronolojik yaştan bağımsız olabilmekte, genetik değişkenliklere rastlanabilmekte ve çevresel etkenlere de değişik oranlarda maruz kalınabilmektedir. Yaşlılarda en sık yan etki oluşturan ilaç grubu merkezi sinir sistemi depresyonu yapan ilaçlardır, bunları antibiyotikler, analjezikler (ağrı kesiciler), antikoagülanlar (kan sulandıran ilaçlar), antihipertansifler (tansiyon ilaçları), bronkodilatatörler (hava yollarını açan ilaçlar), diüretikler (idrar söktürücüler) ve oral hipoglisemik (kan şekerini düşüren) ilaçlar izlemektedir.
Yaşlılar göz önüne alındığında ilaç yan etkisi olabileceğini düşündürmesi gereken bulgular ise şöyle sıralanabilir; depresyon, konfüzyon (bilinç bulanıklığı), huzursuzluk, düşme, hafıza kaybı, ekstrapiramidal sistem bulguları (Parkinsonizm, tardiv diskinezi gibi istem dışı hareketlere neden olan hastalıklar), konstipasyon (kabızlık) ve inkontinans (idrar kaçırma).
Yaşlılardaki ilaç kullanımına yönelik çalışmalarda reçetesiz olarak kullanılan ilaçların %40-60’ının analjezikler (ağrı kesiciler), laksatifler (kabızlık ilaçları) ve vitaminler olduğu belirlenmiştir. Ülkemizde huzurevlerinde yapılan araştırmalarda; en sık kullanılan ilaçların kardiyovasküler (kalp ve damar) sistem ilaçları ve analjezikler olduğu saptanmış, polifarmasi yani çoklu ilaç kullanımı ile ilaç yan etkileri arasında da belirgin ilişkiler olduğu saptanmıştır.
Yaşlılarda çoklu ilaç kullanımına zemin yaratan faktörler:
Hastanın farklı doktorlara giderek çok sayıda reçete alması, reçetelere çok sayıda ilaç yazılması, doktorların fazla sayıda ilaç yazmaya eğilimli olmaları, hastaların fazla ilaç beklentileri, yaşlılarda tanıdan ziyade semptoma (belirtilere) yönelik olarak ilaç kullanılması, doktorların eski ilacı kesip yeni ilaca başlama eğilimi, hastanın veya doktorun tercihi olarak kullanılan ilaçların otomatik olarak tekrar yazılması, çok sayıda reçetesiz ilaç satılması, yaşlı hastaların aile bireylerinden veya çevreden ilaç alarak kullanma eğilimi olarak sıralanabilir.
Yaşlılarda ilaç kullanımı bağlamında hastaneye yatma ve bunun getirdiği sosyal ve ekonomik sorunlardan sorumlu tutulan üç faktör vardır:
İleri yaştaki kişilerde ilaçların alınmasından sonra, ilacın içindeki etken maddenin emilimi, dokulara dağılımı ve daha sonra vücuttan atılımı gençlere oranla farklılık göstermektedir.
Bu değişikliğin nedenleri çok çeşitlidir; tükürük salgısı azalır, mide-barsak hareketleri azalır, ilacın emilebileceği yüzey azalır, mide boşalma zamanı uzar, kas kitlesi ve vücut suyu azalır, vücut yağ kitlesi artar, karaciğer küçülür, kanlanması azalır, böbreğin kanlanması ve süzme özelliği azalır ve hücrelerin ilaca cevabı değişir.
Yaşlılıkta akılcı ilaç kullanımı ile ilgili temel kurallar şunlardır:
Yaşlılar açısından dikkat edilmesi gereken konular:
Yaşlılık çağında tanı ve tedavinin etkinliğinde kullanılan fiziksel ve organik ölçütleri etkileyen kişisel faktörler yanında, psikolojik ve çevresel faktörler de kliniklerde tanı ve tedavi amacıyla uygulanan standart testlerin öngörülen veya beklenen sonuçları vermesini engellemektedir. Yaşlıların öncelikli bir risk grubunu oluşturdukları ve her tıbbi sorunun ve uygulamanın yaşlı ile ilgili önemli farklılıkları olduğu unutulmamalıdır.
Yazar : Prof. Dr. Yeşim GÖKÇE KUTSAL
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi
Hacettepe Üniversitesi Geriatrik Bilimler Araştırma Merkezi-H.Ü. GEBAM Müdürü
www.gebam.hacettepe.edu.tr