Klinik açıdan son derece önemli bir sorun olmasına karşın, kadınlardakine oranla çok daha az ilgi gören erkek osteoporozu ile ilgili araştırmalar yaşam boyunca erkeklerin üçte birinin osteoporoza bağlı kırık riski taşıdıklarını göstermektedir.
Tüm omurga kırıklarının %14’ü ve yine tüm kalça kırıklarının %34’ü erkeklerde görülmektedir ve ayrıca ABD ve Avrupa’nın bazı ülkelerinde erkeklerde kırık oranının giderek arttığı ifade edilmektedir. Amerika’da Ulusal Osteoporoz Enstitüsü’nün raporlarına göre iki milyonun üzerinde osteoporozlu erkek olgu mevcuttur, 3.1 milyon erkek osteoporoz açısından risk altındadır, 50 yaşın üzerindeki her sekiz erkekten biri ostoporotik kırık sorunu yaşayacaktır. Yine bu ülkede her yıl 80,000 erkek kalçasını kırmakta ve bunların üçte biri ilk yıl içinde kaybedilmektedir. 50 yaş üzerinde yaşam boyu kırık riski beyaz erkekte; kalçada %16-17, önkolda %2-3, vertebrada ise %16 (klinik) ve %35 (radyolojik) iken, siyah erkeklerde; kalçada %3’tür.
Türkiye’de yaşam beklentisinin 2015’de 72.3 yıl, 2023 yılında ise 74.1 yıl olduğu göz önüne alınacak olursa yaşlanan erkeklerimizde görülme sıklığı artan kalça kırıklarının tıbbi ve ekonomik açıdan cok ciddi boyutlara varacağı öngörülebilir.
Tedavi maliyetlerinin ürkütücü boyutlara vardığı ve geri ödeme paylarının da ciddi anlamda tartışıldığı günümüz koşullarında bu hastalıktan korunmanın önemi her platformda gündeme taşınmalıdır.
Kemik kırılganlığı erkeklerde daha azdır, çünkü:
Erkeklerde yaşlanmaya bağlı olarak testosteron, adrenal androjenler, büyüme hormonu ve insülin benzeri büyüme faktörü 1 düzeylerindeki düşüşler azalmış kemik yapımı ve artmış kemik kaybına katkıda bulunurlar. Omurga kırığı olan erkeklerde büyüme hormonu ve insülin benzeri büyüme faktörü 1 düzeylerinin düşük olduğu görülmüştür.
Sağlıklı bir erkekte kemik yoğunluğunun en önemli belirleyicisi testosterondur. Ayrıca ağırlık ve kütle gibi vücut kompozisyonu ile ilgili parametrelerin yanında kalsiyum alımının düşük olması, adale gücünde azalma gibi faktörlerin de göz ardı edilmemesi gerektiği ifade edilmektedir. Kalça kırığı olan hastaların %59’unda düşük testosteron düzeyi saptanmış, bu oran sağlıklı kontrol grubunda %18 olarak bulunmuştur. Hipogonadizm özellikle yaşlı erkek grubunda azalmış kemik oluşumu ve kemik kırılganlığı patogenezinde önemli bir role sahiptir. Framingham osteoporoz çalışmasının sonuçlarına göre en önemli risk faktörleri; düşük vücut ağırlığı, kilo kaybı ve sigara kullanımı olarak belirlenmiştir.
Osteoporozun kadınlara oranla erkeklerde daha nadir görülmesinin nedenleri
Kadın osteoporozundan hormonların kesilmesi sorumluyken, erkeklerde çeşitli risk faktörleri ya da ikincil birtakım sebepler ön plana çıkmaktadır.
60 yaş ve üzerindeki erkeklerde ise osteoporoz açısından risk faktörleri şu şekilde sıralanmaktadır;
Erkeklerde osteoporoz risk faktörleri
-Asya ırkına mensup olmak
-Kalıtım
-Yaşlanma
-İnce vücut yapısı
-Hareketli olmayan yaşam biçimi
-Bozulmuş gonadal fonksiyon-Seks hormonlarının yetersizliği
-Alkol kullanımı
-İlaçlar (Kortizon, Siklosporin, Tiroid ilaçları, Antikonvülzanlar-Sara ilaçları gibi)
-Uzun süren hastalığa veya sakatlığa bağlı olarak hareketsiz kalmak
-Diyette düşük kalsiyum alımı
-Sigara kullanımı
-Mide veya barsak ameliyatı geçirmiş olmak
-Ailede osteoporotik kırık geçiren kişilerin olması
-Uzun süreli olarak fazla miktarda sodyum, kafein, protein ve fosfor alımı
Osteoporotik kırıkların özellikleri
Çocukluk çağında tüm kırıklar travmanın fazla olması nedeniyle erkeklerde daha sık ve fazladır. 40-50 yaşlarda eğilim tamamen tersine döner. Yaş ilerledikçe kalça ve omurga kırıkları artar. Erkeklerde kalça kırığı kadınların yaklaşık 1/3’ü (tüm kalça kırığı olgularının %25’i) kadardır; kadın erkek oranı ülkelere göre de değişiklik göstermektedir. Erkeklerdeki kalça kırığı insidansının en yüksek olduğu ülkeler kuzey Avrupa ve İskandinav ülkeleri ve kuzey Amerika’dır.100,000’de 200-550 kişi arasında değişmektedir. En düşük insidansa ise siyah ırkta ve Asya’lılarda rastlanmaktadır.
Kırığı belirleyici faktörler:
Düşme riskini artıran faktörler ise:
Dünya Sağlık Örgütü’nce postmenopozal kadınlar için tarif edilen osteoporoz kriterleri erkeklerde de kullanılmaktadır.
Dual enerji x-ray dansitometri (kemik yoğunluk ölçümü) kullanılarak yapılan bu tanımlama için özellikle yaşlılarda kalça ölçümü anlamlıdır. Erkeklerde erken hipogonadizm (hormonal yetersizlik), tirotoksikoz veya mastositoz gibi durumlarda kemik döngüsü arttığı için biyokimyasal kan ve idrar analizlerinin yapılması anlamlı olacaktır. Biyokimyasal belirleyicilerin özellikle yaşlı erkeklerde kırık riskinin saptanmasında bağımsız bir değişken olarak değerlendirilmesinin yararlı olacağı ifade edilmektedir.
Korunma ve tedavi
Yeterli kalsiyum alımı, 55-60 yaş sonrasında D vitamini desteği, ömür boyu düzenli egzersiz, testosteron eksikliğinin tanısı ve etkin tedavisi, alkol alımının azaltılması, sigara tüketiminin önlenmesi dikkat edilmesi gereken başlıca hususlardır. İlerlemiş osteoporozun günümüzdeki tedavisinin yetersiz olması ve osteoporoza bağlı kırıkların önlenmesinde ilaç etkinliklerinin tam olarak kanıtlanmamış olması kemik kaybının önlenmesinin önemini daha da artırmaktadır.
Erkekler için kalsiyum ve D vitamini önerileri
Yaş | Ca (mg) | Vit D (IU) |
19-30 | 1000 | – |
31-50 | 1000 | 200 |
51-70 | 1200 | 400 |
70 ve üstü | 1200 | 600 |
Üst sınır | 2500 | 2000 |
Korunma ve tedavi ilkeleri
Kemik mineral yoğunluğunun artırılması
Puberte öncesi dönemde egzersiz
Kalsiyumdan zengin diyet
İdeal vücut ağırlığının sağlanması
Sigara kullanımından kaçınma
Yetişkin dönemde kemik kaybının önlenmesi
Egzersiz, kemik kaybını yavaşlatabilmektedir, düşmelerin şiddeti ve sıklığı hareketlilik, esneklik ve hareket hızının muhafaza edilmesi ile azaltılabilmektedir.
Kalsiyum takviyesi kemik kaybını yavaşlatabilmektedir.
Sigara ve aşırı alkol tüketiminden kaçınılması
Hormonal yetersizliğin ekarte edilmesi
Azalmış kemik mineral dansitesinin yerine koyulması
Hormonal yetersizliği olan erkek hastalarda testosteron tedavisi
Eğer mevcutsa D vitamini eksikliğinin düzeltilmesi
Kalsiyum tedavisi
Kemik yıkımını durdurmak veya kemik yapımını artırmak için: Bifosfonatlar, Kalsitonin, Paratiroid hormon, Stronsiyum
Bakımevlerindeki erkek hastalarda D vitamini eksikliği ve osteomalazi riski yüksek olduğu için daha yüksek doz D vitamini önerilmektedir.
Erkek osteoporozu önemli fakat ihmal edilen bir sağlık sorunudur. Erkekler kadınlardan daha az kırılgan kemiklere sahiptirler, fakat yaşa bağlı olarak testosteron, adrenal androjenler, büyüme hormonu ve insülin benzeri büyüme faktörü 1 düzeylerindeki düşüşler azalmış kemik formasyonu ve artmış kemik kaybına katkıda bulunurlar. İlerleyen yaş ile birlikte ikincil hiperparatiroidizm kemik döngüsünü artırarak kayba neden olur, bu da azalmış kemik formasyonunun kemik rezorbsiyonunu dengeleyememesi şeklinde sürer.
Erkek osteoporozunda tanısal değerlendirme altta yatan başka bir hastalık olup olmadığını anlamak üzere ikincil nedenleri ekarte etmek amacına yönelmeli, tedavide ise temel ilke olarak korunma ön planda tutulmalıdır.
Çocukluktan itibaren kemik kütlesi artırılmaya çalışılmalı; bu amaçla kalsiyum alımı ve aktivite artırılmalıdır. Gonadal seks hormon yetersizlikleri erken dönemde tanımlanmalı, inflamatuar eklem hastalığı olan erkekler takibe alınmalıdır.
Üç grup erkek hasta mutlaka daha ileri tetkik edilmeli ve dikkatle izlenmelidir:
-Daha önce kırık geçirmiş olan erkekler,
-70 yaş üzerindekiler
-Osteoporoz veya düşme açısından risk altında olan erkekler
Özellikle yaşlı erkeklerde yaşam tarzı değiştirilmeli, alkol, sigara tüketimi sonlandırılmalı, altta yatan diğer sağlık sorunları çözümlenmeye çalışılmalı, osteoporoza neden olan ilaçlar azaltılmalı veya kesilmelidir. Ayrıca düşme riskini azaltmaya yönelik önlemler alınmalıdır. Tai chi v.b. egzersizler ile koordinasyon ve denge artırılarak düşmeler önlenmeli, sedatif (sakinleştirici) ilaçların dozu azaltılmalı, evde düşmenin önlenmesine yönelik uyarlamalar yapılmalıdır. Huzurevlerinde yaşayanlara kalça koruyucu öneren merkezler vardır.
Erkek osteoporozunda esas olarak üç ayrı tip egzersiz önerilmektedir; germe, kuvvetlendirme ve vücut ağırlığı ile yapılan aerobik egzersizler. Ayrıca düşmeleri önlemek için denge ve koordinasyon egzersizleri de yapılmalıdır.
Araştırmalar erkeklerde osteoporoz hastalığı konusunda farkındalık ve bilgi düzeyinin düşük olduğunu göstermektedir. Bu tür toplum sağlığı sorunu niteliğindeki kronik hastalıklar ile ilgili olarak gerçekleştirilecek halk eğitim programlarının artırılmasına gereksinim vardır. Erken tanı ve etkin tedavi açısından; erkek osteoporozunun temel alındığı veri tabanları geliştirilmeli, kapsamlı, prospektif, randomize ve kontrollü araştırmalara ağırlık verilmelidir.
Yazar : Dr. Yeşim GÖKÇE KUTSAL
*Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi
Hacettepe Üniversitesi Geriatrik Bilimler Araştırma Merkezi-GEBAM Müdürü
3 Comments
Çok güzel anlatmışsınız tebrikler
Rica ederiz iyi günler
güzel bilgi için teşekkürler